Polis Haftası ve polis sorunları

GÜVENLİK ülkemizin önemli konularının en başında gelen görev alanlarından birisidir. Gü-venliğin olmadığı bir ortamda; eğitimden, sağlık-tan, ulaşımdan, ticaret ve huzurlu bir yaşamdan söz edilemez. Dolayısıyla iç ve dış güvenliğine önem vermeyen devletlerin yıkılması, yani yok olması kaçınılmazdır.
Türk Emniyet Teşkilatı Cumhuriyetimizin ilanın-dan ziyade, 10 Nisan 1845 tarihine dayanan bir kuruluş tarihi geçmişine sahiptir. Osmanlı Devleti bünyesinde bu tarihe kadar Zabıta olarak adlan-dırılan teşkilat, bu tarihten sonra Polis adı altında hayata geçmiş ve Emniyet Teşkilatının kuruluş günü olarak kabul edilmiştir. Emniyet Teşkilatı ile ilgili Cumhuriyetin ilanından sonra çeşitli ya-pılanmalara gidilmiş, son olarak 1934 yılında 25-59 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu çıka-rılmış, 1937 yılında da mevcut Polis Teşkilat Ka-nunu yürürlükten kaldırılarak yerine 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bu gün Emniyet Teşkilatı bünyesinde görev ya-pan polis olarak bildiğimiz her rütbeden personel görevinde 2559 Sayılı Kanuna ve diğer bazı ka-nunlarda kendilerine verilen yetkilere göre görevini yerine getirmektedir.
Emniyet Teşkilatı ve bünyesinde gece gündüz de-meden çalışan polisler hakkında sadece her hangi olayda, trafikte veya adli bir olay gereği Karakol-lara gittiğimizde ya da son zamanla revaçta olan polis dizilerinde karşılaşıyoruz… Ancak görevle-rinin ne kadar zor olduğunu, onların bizlerden farklı bir yaşamlarının olmadığını veya onların da sorunlarının olduğunu biliyor muyuz?
Ülkemizde her türlü zor şart içerisinde özveri ile görev yapan Polis Teşkilatının elbette sorunları vardır. Sorunlarının var olduğu yetkili veya yet-kisiz kişi ve organlar tarafından dile getirilse de maalesef çözümü ile ilgili bu güne kadar hiçbir a-dım atılmamıştır. Özellikle iktidarların seçim ön-cesinde özlük hakları ve çalışma şartlarının iyi-leştirilmesi konusunda vaatlerde bulunulmakta, vaatlerin yerine getirilmesinde seçim yatırımı ol-maktan öteye gidilmemektedir. Her yıl Polis Haf-tasından bir süre önce ortaya atılan çeşitli yalan haberlerle bir nebze umutlanan Emniyet Teşkila-tının bu umutları maalesef gelecek 10 Nisanlara kalmaktadır. Ayrıca, Polis Haftası kutlamaların-da yıldızlı sözler sarf edilerek, hiç bir sorun yokmuş gibi pembe tablolar çizilir. Haftanın bitmesiyle Polisler sorunlarıyla baş başa yaşama-ya devam ettiğini görüyoruz.
Polislerin en önemli sorunlarının başında özlük hakları ve çalışma şartları gelmektedir.
* Polisler 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında kamu görevi yapan memur sınıfında yer aldığı halde, çalışma şartları bu kanun kapsa-mındaki diğer memurların aksine 8 saat değil günde 12 saat çalışmaktadır. Diğer Devlet Me-murları hafta sonu, dini ve milli bayramlar ile yıl-başı ve özel günlerde izinli sayılırken, Polis Teşk-ilatı aksine güvenliği sağlamak için daha fazla çalışır. Polisler bu günlerde izin kullanmak isterse de senelik iznine mahsuben izinli sayılmaktadır.
* Bu gün Polis Teşkilatında görev yapan her ka-demede personelin diğer devlet memurları gibi kendi memleketinde görev yapma imkanı bulun-mamaktadır.
* Görevde almış olduğu ücret ile emekli olduğu dönemde aldığı ücret arasında adeta uçurumlar bulunmamaktadır.
* Diğer devlet memurları kendi görevleri dışında başka alanlarda görevlendirildiğinde ek görev üc-reti almasına rağmen, günümüzde bazı kuruluş, şirket, federasyonlar, partiler v.b. gibi özel ve tü-zel kuruluşların düzenlediği gelir getirici etkinlik-lerde görevlendirilmesine rağmen her hangi bir ek ücret verilmemektedir.
* Diğer devlet memurları haklarını aramak ve seslerini duyurmak için sendikal faaliyette bulu-nabilmelerine rağmen, Emniyet Teşkilatı men-supları bunun hayalini bile yapamazlar.
* Polis kesintisiz olarak toplumun en sorunlu ve suç potansiyeli yüksek olan kitleler ile muhatap olması nedeniyle çok zor ve stresli bir meslek yerine getirmektedir. Görevi esnasında suç ve suçlularla karşı karşıya kalmanın getirdiği haya-tını tehlikeye atma riski artmaktadır.
* Gelişmiş hiçbir ülkede Polisin kendi görevinin dışında sağlık görevlisinin, taksi şoförünün, pos-tacının, itfaiyecinin v.b. gibi meslek sahiplerinin yapması gereken işi yaptıramazsınız. Ancak ülke-mizde polis, saydığımız meslek gruplarının gö-revlerini de yapar. Nasıl mı? Trafik kazası olur. Yaralılara çoğu zaman ilk müdahale etmek zorunda kalır. Alkollü ve yardıma muhtaç olanları evine bırakılması işini yaparak taksici olur. İtfaiye ile birlikte yangına müdahale e-der, tebligatı gereken evrakları adreslere götü-rerek Postacılık yapar v.s. v.s. İşte! Zaten zor olan Polislik mesleği Türkiye’de kat ve kat artar.
Sonuç olarak, stresin çok yoğun olarak yaşandığı bir ortamda gece gündüz demeden görev yapan Emniyet Teşkilatı Mensuplarımız sayesinde gece rahat uyuduğumuzu hiçbir zaman unutmadan so-rumlu vatandaş hissiyle gereken desteği verme-miz gerekmektedir. Çevremizde işlenmesi muhte-mel veya işlenmekte olan suçlarla ilgili Emniyet Teşkilatı birimlerini bilgilendirmemiz halinde günümüze göre daha güvenli bir ortamda yaşama fırsatı bulacağız.
Tüm Emniyet Teşkilatımızın Polis Haftasını ve Emniyet Teşkilatının kuruluşun 165. yılını kutlar görevlerinde başarılar dilerim. Saygılar Sunarım